Skip links
paranoya

BAĞIMLILIKTA AİLENİN ROLÜ

Birçok araştırmada alkol bağımlılarının yakın akrabalarında; % 50-60, alkol ve madde
bağımlılarının yakın akrabalarında; % 60-70 oranında bağımlı kişi saptanmıştır. Genelde alkol
bağımlılarının yakın akrabalarında alkolizm oranı alkol bağımlısı olmayanlara göre 5 kat
fazladır. Anne-babası alkolik olan evlat edinilmiş çocuklarda, anne-babası alkolik
olmayanlara kıyasla alkol bağımlılığı oranı yüksektir. Bu da çevresel öğrenmenin de kalıtım
kadar önemli olduğunu göstermektedir. Alkol bağımlılarının yakın akrabalarında depresyon
oranı yüksektir. Araştırmacılar bu tür ailelerde; erkeklerde alkolizm, kadınlarda depresyonun
görüldüğüne dikkat çekerek alkolizm ile depresyon arasında ilişki olduğunu vurgulamaktadır.
Bağımlılığın erken dönem ebeveyn ilişkilerine Psikodinamik açıdan bakılırsa; Alkol bağımlısı
olan kişilerin ailelerinde dinsel, toplumsal, birliktelik, sevgi, saygı ve güven duygusunun
zayıfladığı görülmektedir. Çelişkili ilişkiler, denetimsiz, tutarsız davranışlar belirgindir.

Ailede çarpık bir rol dağılımı vardır. Genelde baba yetersiz, pasif; anne baskın, buyurgan ve
egemendir. Kişinin babası ile ilişkileri zayıf, anneye bağımlılık ise çok ileri düzeydedir.
Genelde dayak ve sözel şiddet öğeleri ve saldırganlık egemen olmaktadır. Alkolizm ve madde
bağımlılıklarına sahip bireylerde psikonörotik ve psikosomatik bozukluklar, antisosyal ve
yasal sorunlar çokça görülmektedir. Aile içi çatışma, tartışma, kavga, ayrı yaşama ve
boşanmalar sıktır. Böyle bir ortam içinde doğan, büyüyen kişilerde; oral dönem saplantıları,
preganital çatışmalar, saldırganlık ve yıkıcı eğilimler, narsisistik duygular, özsaygıda ve ego
değerinde düşüklük, benlik zayıflığı ortaya çıkabilmektedir. Kişi ailede öğrendiği veya
koşullandığı tutumlarla psikopatalojik özellikler ve madde bağımlılıkları ile; uyumsuz,
mutsuz, sağlıksız bir yaşam sürmeye başlamaktadır.

Bir başka ebeveyn tutumu ise azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde geniş ve varlıklı
ailelerde büyüyen kişiler olabilmektedir. Bu tür ailelerde erkek çocuğunun daha üst bir
konumu olmaktadır. Bu erkek çocuğun her ihtiyacı her zaman karşılanmıştır. Bu da çocuğun
kendi sorumluluğunun bilincine varma ve yüklenmesine yerine her şeyinin aile tarafından
düşünülüp karşılanmasına, ailenin çocuk yerine düşünmesine neden olmaktadır. Çocuğa ‘sen
hiçbir şeyi düşünme, biz senin yerine düşünürüz.’ mesajı verilir. Ve bu çocuk her koşulda
kendini özel olarak görmeye başlar. Her şeyi kendine hak olarak görür. Ayrıcalıklı bir eğitim
hayatı olur. Askerlik yaşamında da ailenin parasal gücü ile önemli ayrıcalıklar sağlanmaktadır.

Kişiler genelde ailenin imkanıyla yurtdışına gider ve sınırsız bir özgürlük vaat edilir. Bu
sınırsızlık kişinin kendisinden büyüklerle arkadaşlık etmesini, erken cinsel deneyim
yaşamasını, bol para harcama ve eğlence yaşamı içinde bağımlılık yapan alkol ve değişik
maddeleri kullanmasını tetiklemektedir. Kişi yaşadığı sorunlarda ise bunlarla yüzleşmek
yerine ailesinin arkasına saklanmayı yeğler ve sonuç olarak hem madde ve alkole hem de
aileye bağımlı bir hale gelmiş olur.

Leave a comment

Call Now Button