Anoreksiya nervoza bir yeme bozukluğudur. Hastanın aşırı derecede bozulmuş bir beden
algısı (kendini şişman görme) vardır. Vücut görünümü ile ilgili endişeler ve şişmanlamaya
yönelik korkular kötü bir beslenme düzenine sebep olur. Böylece hasta, olması gereken
kilonun çok aşağısında bir kiloya sahip olur.
Anoreksiyanın kelime anlamı “iştah kaybı” olsa da, hastalar açlık hissetmeye devam ederler.
Ancak bunu görmezden gelerek buna direnirler. Yemek yediklerine dair yalan söyleyerek
çevresel baskıyı da azaltabilirler.
Hastalığın oluşmasında fiziksel, genetik, duygusal ve kültürel nedenler vardır. 12-35 yaş arası
kadınlarda sık görülür. Bununla beraber, düşük benlik saygısı olan, kendilerini ve bedenlerini
acımasızca eleştirmeye eğilimli, mükemmeliyetçi kişilerde görülür. Bu özellikler kilo alma
korkusu ile birleştiğinde kişi kendine karşı daha acımasız olur ve yıkıcı bir yeme düzeni
geliştirir.
Aşırı kilo kaybı, kötü beslenme, unutkanlık, dikkat eksikliği, kafa karışıklığı, yorgunluk,
ilgisizlik, asabiyet, kolay kırılan tırnaklar, saç dökülmesi, kuru cilt, soğuk el ve ayaklar, adet
görmeme, kabızlık, kalsiyum, magnezyum düzeyinde düşüş ve kemik zayıflaması
görülmektedir.
Bozulmuş beden algısı nedeniyle kişi kilo almaktan korkar. Ve kişi kendini açlığa mahkum
eder. Bu kendini cezalandırma veya kendini kontrol çabası olarak değerlendirilebilir.
Suçluluk, öfke, kontrol kaybı, olumsuz kendilik imajı vb. duygusal çatışmalar fiziksel bir
dışavuruma sebep olur.
Anoreksiya nevroza tedavisi
Anoreksiya nevroza tedavisi zorlu ve uzun süren hastalıklardandır. İlk hedef hastanın kilosunu
olması gereken düzeylere çekmektir. Hastalık ile ortaya çıkan metabolik bozulmalara
müdahale edilir. Bir beslenme programı hazırlanan hasta yakından takip edilir. Psikoterapi ile
desteklenen tedavi süreci olumlu yönde ilerlemektedir. Ve gerekirse ilaç tedavisi ile
desteklenmelidir.
Psikiyatrik hastalıklar arasında en yüksek ölüm oranına sahip olan hastalık anoreksiya
nevrozadır. Her on anoreksiya nevroza hastasından biri, açlık, intihar, metabolik çöküş, kalp
krizi veya böbrek yetmezliği nedeniyle ölmektedir. Bu yüzden, yukarıda belirtilen kriterler
fark edildiğinde hasta çok yönlü bir tedaviye başlamalıdır. Hastanın kendiliğinden iyileşmesi
mümkün değildir, profesyonel bir müdahale şarttır. Hastanın tedaviyi kabul etmemesi halinde
hastaneye yatırılabilir.
